Makale
Makale
Sûfî ve Medeniyet: Tasavvufun Medeniyetler Barışına Katkısı
Sufi and Civilization: The Contribution of Sufism to Civilizational Peace
Reşat Öngören
Yıl 2022, Sayı 1, Sayfalar:142-148
İslâm’da tasavvuf eğitimiyle inanç, eylem ve edep bakımından insanların olgunlaşması hedeflenir. “Seyr u sülûk” diye ifade edilen bu eğitim sürecinde olgunlaşma, esasen insanda gizli olan erdemlerin ortaya çıkmasıyla gerçekleşir. Bu tebliğin amacı, sempozyumun ana teması olan “Medeniyetler Arası Diyalog” başlığı dikkate alınarak, bireylerin tasavvuf eğitimi sonucu elde ettikleri erdemlerle medeniyetler barışına sunacağı katkıyı dile getirmekten ibâret olacaktır.
İnsan, sahip olduğu değer ve özellikler bakımından diğer bütün varlıklardan farklı yaratılmıştır. Kur’ân-ı Kerîm’in ifadesiyle en güzel kıvamda (ahsen-i takvîm) yaratılan insan (Tîn 95/4), yaratılış sırasında kendisine ilâhî ruhtan (nefha-i ilâhî) üflenerek (Hicr 15/29; Sâd 38/72) mükerrem/mübârek kılınmış (İsrâ 17/70), ilk insan olan Âdem’e yeryüzünde “halifelik” verilmiş (Bakara 2/30) ve bütün isimler öğretilmiştir (Bakara 2/31). İnsan, “Allah’tan geldiği gibi yine O’na dönecektir” (Bakara 2/156). Ayrıca göklerde ve yerde olan her şey insanın emrine verilmiş (Câsiye 45/13) ve insan “emâneti” (sorumluluk) yüklenmiştir (Ahzâb 33/72). Sahip olduğu bu konumun kıymetini bilen insanları Allah kendisine dost kıldığını (Nisâ 4/125; Ankebût 29/45) ve bazılarına kendi tarafından ilim verdiğini (Kehf 18/65) bildirmektedir.
İslâm’da tasavvuf eğitimiyle inanç, eylem ve edep bakımından insanların olgunlaşması hedeflenir. “Seyr u sülûk” diye ifade edilen bu eğitim sürecinde olgunlaşma, esasen insanda gizli olan erdemlerin ortaya çıkmasıyla gerçekleşir. Bu tebliğin amacı, sempozyumun ana teması olan “Medeniyetler Arası Diyalog” başlığı dikkate alınarak, bireylerin tasavvuf eğitimi sonucu elde ettikleri erdemlerle medeniyetler barışına sunacağı katkıyı dile getirmekten ibâret olacaktır.
İnsan, sahip olduğu değer ve özellikler bakımından diğer bütün varlıklardan farklı yaratılmıştır. Kur’ân-ı Kerîm’in ifadesiyle en güzel kıvamda (ahsen-i takvîm) yaratılan insan (Tîn 95/4), yaratılış sırasında kendisine ilâhî ruhtan (nefha-i ilâhî) üflenerek (Hicr 15/29; Sâd 38/72) mükerrem/mübârek kılınmış (İsrâ 17/70), ilk insan olan Âdem’e yeryüzünde “halifelik” verilmiş (Bakara 2/30) ve bütün isimler öğretilmiştir (Bakara 2/31). İnsan, “Allah’tan geldiği gibi yine O’na dönecektir” (Bakara 2/156). Ayrıca göklerde ve yerde olan her şey insanın emrine verilmiş (Câsiye 45/13) ve insan “emâneti” (sorumluluk) yüklenmiştir (Ahzâb 33/72). Sahip olduğu bu konumun kıymetini bilen insanları Allah kendisine dost kıldığını (Nisâ 4/125; Ankebût 29/45) ve bazılarına kendi tarafından ilim verdiğini (Kehf 18/65) bildirmektedir.