Makale
Makale
Goethe’nin Eserlerinde İslâm ve İslâm Tasavvufu
Islam and Sufism in Goethe‘s Works
Edibe Nuray Saatcı
Yıl 2022, Sayı 1, Sayfalar:41-69
Bilindiği üzere Johann Wolfgang Goethe (1749-1832), Almanya’nın gelmiş geçmiş en ünlü şair ve edibidir. Çok iyi bir eğitim almış olan Goethe’nin bilgisi ve merakı sadece edebiyat alanıyla sınırlı kalmamıştır. Kendisi çok yönlüdür; doğa bilimleri, resim, mûsıkî, felsefe, teoloji ile ilgilenip, bu dallarda da kendini geliştirmiştir. Daha çocuk yaşlarında çeşitli dillerde ders almıştır. Fransızca, İngilizce, Latince ve Grekçe’nin yanı sıra İbranice de bilmektedir ve Arapça’ya da ilgi duyup öğrenmeye başlamıştır. Kendisi hukuk okumuş ve devlet bakanı olarak görev yapmıştır. Protestan bir ailede yetişen Goethe, Hristiyan dini öğretisine, İncil’e hem lisan hem de içerik olarak çok iyi hâkimdir. Goethe 83 senelik yaşamında daima hakikat peşinde koşmuştur ve bu bağlamda birçok dini incelemiştir. İslâm dinini de yakından araştıran Goethe, ünlü Goethe uzmanı Prof. Katharina Mommsen’e göre kendi din anlayışına, bilhassa Allah’ın birliği, Allah’ın tecellileri, peygamberlere iman, Allah’a teslimiyet, kader ve kazaya inanma gibi konularda, İslâm dinini en yakın bulmuştur. Daha 23 yaşında Kur’ân’ı okumaya başlamış ve 11 sûreden oluşan Almanca bir Kur’ân özeti (Koran-Auszüge) düzenlemiştir. Gene genç yaşlarında Hz. Muhammed’e 72 mısralık Mahomets Gesang (Muhammed Kasîdesi) isimli bir övgü şiiri yazmıştır. İslâm, Kur’ân ve Peygamber Efendimiz hakkındaki bilgi birikiminin üzerine ileri yaşlarda kendinden 400 sene evvel yaşamış Hâfız diye tanınan Şemsüddîn Muhammed Şîrâzî’nin (ö. 1390) Dîvân’ının tarihçi Joseph von Hammer-Purgstall (ö. 1856) tarafından yapılmış Almanca tercümesi eline geçer. Bu eserden Goethe o kadar etkilenir ki, 65 yaşında ikinci büyük eseri olan Doğu-Batı Divanı’nı yazmaya başlar. Doğu-Batı Divanı’ndaki şiirler İslâmî kavramlar ve Kur’ân âyetlerine atıflar barındırmaktadır. Goethe’nin de Hristiyan bir ailede yetişmiş ve hakikat peşinde koşan bir şair olarak, araştırmaları neticesinde İslâm öğretisini kendi inanç anlayışına en yakın bulması ve bunu eserlerinde hiç çekinmeden dile getirmesi çok önemli bir husustur. Dünyaca bilinen ve edebi üslubu ile herkesi etkileyen bir dâhînin, İslâm, Hz. Muhammed ve Kur’ân-ı Kerim hakkındaki övgü ve saygı dolu eserlerinin okuyucalarının, bilhassa biz Müslümanların üzerindeki etkisi büyüktür. Diğer taraftan da onun eserlerinin tasavvufî açıdan inceden inceye araştırılıp, İslâm tasavvuf kültür ve edebiyatına kazandırılması, özellikle dünya barışı ve barış dini olan İslâm açısından çok önemlidir.
Anahtar Kelimeler: Johann Wolfgang von Goethe, Tasavvuf, Doğu-Batı Divanı, İslâm, Muhammed Kasidesi
Bilindiği üzere Johann Wolfgang Goethe (1749-1832), Almanya’nın gelmiş geçmiş en ünlü şair ve edibidir. Çok iyi bir eğitim almış olan Goethe’nin bilgisi ve merakı sadece edebiyat alanıyla sınırlı kalmamıştır. Kendisi çok yönlüdür; doğa bilimleri, resim, mûsıkî, felsefe, teoloji ile ilgilenip, bu dallarda da kendini geliştirmiştir. Daha çocuk yaşlarında çeşitli dillerde ders almıştır. Fransızca, İngilizce, Latince ve Grekçe’nin yanı sıra İbranice de bilmektedir ve Arapça’ya da ilgi duyup öğrenmeye başlamıştır. Kendisi hukuk okumuş ve devlet bakanı olarak görev yapmıştır. Protestan bir ailede yetişen Goethe, Hristiyan dini öğretisine, İncil’e hem lisan hem de içerik olarak çok iyi hâkimdir. Goethe 83 senelik yaşamında daima hakikat peşinde koşmuştur ve bu bağlamda birçok dini incelemiştir. İslâm dinini de yakından araştıran Goethe, ünlü Goethe uzmanı Prof. Katharina Mommsen’e göre kendi din anlayışına, bilhassa Allah’ın birliği, Allah’ın tecellileri, peygamberlere iman, Allah’a teslimiyet, kader ve kazaya inanma gibi konularda, İslâm dinini en yakın bulmuştur. Daha 23 yaşında Kur’ân’ı okumaya başlamış ve 11 sûreden oluşan Almanca bir Kur’ân özeti (Koran-Auszüge) düzenlemiştir. Gene genç yaşlarında Hz. Muhammed’e 72 mısralık Mahomets Gesang (Muhammed Kasîdesi) isimli bir övgü şiiri yazmıştır. İslâm, Kur’ân ve Peygamber Efendimiz hakkındaki bilgi birikiminin üzerine ileri yaşlarda kendinden 400 sene evvel yaşamış Hâfız diye tanınan Şemsüddîn Muhammed Şîrâzî’nin (ö. 1390) Dîvân’ının tarihçi Joseph von Hammer-Purgstall (ö. 1856) tarafından yapılmış Almanca tercümesi eline geçer. Bu eserden Goethe o kadar etkilenir ki, 65 yaşında ikinci büyük eseri olan Doğu-Batı Divanı’nı yazmaya başlar. Doğu-Batı Divanı’ndaki şiirler İslâmî kavramlar ve Kur’ân âyetlerine atıflar barındırmaktadır. Goethe’nin de Hristiyan bir ailede yetişmiş ve hakikat peşinde koşan bir şair olarak, araştırmaları neticesinde İslâm öğretisini kendi inanç anlayışına en yakın bulması ve bunu eserlerinde hiç çekinmeden dile getirmesi çok önemli bir husustur. Dünyaca bilinen ve edebi üslubu ile herkesi etkileyen bir dâhînin, İslâm, Hz. Muhammed ve Kur’ân-ı Kerim hakkındaki övgü ve saygı dolu eserlerinin okuyucalarının, bilhassa biz Müslümanların üzerindeki etkisi büyüktür. Diğer taraftan da onun eserlerinin tasavvufî açıdan inceden inceye araştırılıp, İslâm tasavvuf kültür ve edebiyatına kazandırılması, özellikle dünya barışı ve barış dini olan İslâm açısından çok önemlidir.
Anahtar Kelimeler: Johann Wolfgang von Goethe, Tasavvuf, Doğu-Batı Divanı, İslâm, Muhammed Kasidesi