Article

Makale

İlâhî Aşkın Poetikası: Mevlânâ’nın Mesnevî-i Maʿnevî’sinde Aşkın Metaforik İfadeleri

The Poetics of Divine Love: Metaphorical Expressions of ʿIshq in Rūmī’s Maѕnavī-i Maʿnavī

Arzu Eylül Yalçınkaya
Year 2025, Issue 1, Pages:101-126

DOI : -

Jalāl al-Dīn Rūmī’s (d. 672/1273) Maѕnavī-i Maʿnavī is replete with metaphors of love that function as epistemological and ontological instruments, serving both to impart knowledge and to reflect the structure of reality. This study examines how Rūmī employs the language of love as a means to express ineffable mystical realities of divine love and union, and to catalyze the transformation of the soul. Rūmī’s poetic metaphors—such as likening love to the astrolabe of God’s mysteries or to a consuming flame, images that frame love as both a navigational tool to the Divine and a fire that purifies by consuming the self—convey the paradoxical nature of divine love, wherein intense longing and self-annihilation lead to spiritual fulfillment. Through allegorical narratives and symbolic imagery, Rūmī articulates profound insights into the soul’s journey toward the Divine and its inner metamorphosis through love. The analysis highlights the indispensable role of metaphor in expressing what is beyond ordinary language, illustrating that in the Maѕnavī love is not merely a theme but a deliberate pedagogical tool and an existential principle guiding the seeker toward experiential knowledge of divine unity.

Celâleddîn Rûmî’nin (ö. 672/1273) Mesnevî-i Mânevî’si, hem bilgi aktarmaya hem de hakikatin yapısını aksettirmeye hizmet eden epistemolojik ve ontolojik araçlar olarak işlev gören aşk metaforlarıyla doludur. Bu çalışma, Mevlânâ’nın aşk dilini, ilâhî aşk ve tevhidin tarif edilemez mistik gerçekliklerini ifade etmek ve nefsin tekâmülünü hızlandırmak için nasıl bir araç olarak kullandığını incelemektedir. Mevlânâ’nın şiirsel metaforları -örneğin onun, aşkı, Allah’ın esrarının usturlabına ya da hem Hakk’a giden yol gösterici bir araç hem de benliği yakarak arındıran yakıcı bir aleve benzetmesi gibi- ilâhî aşkın paradoksal doğasını aktarır ki bunun içinde kişiyi mânevî itminâna götüren yoğun iştiyak ve ifna-yı nefs yer alır. Mevlânâ, alegorik anlatılar ve sembolik imgeler aracılığıyla, ruhun Hakk’a doğru yolculuğuna ve aşk yoluyla içsel dönüşümüne dair derin anlamları dile getirir. Bu çalışma, günlük dilin ötesinde olanı ifade etmede metaforun vazgeçilmez rolünü vurgulamayı ve Mesnevî’de aşkın sadece bir tema değil, bilinçli bir pedagojik araç ve tâlibi, ilâhî birliğin tecrübî bilgisine yönlendiren varoluşsal bir ilke olduğunu göstermeyi amaçlamaktadır.