Article

Makale

Millet İçin Bir Dergâh: İstanbul’un İşgali Yıllarında (1918–1923) Mânevî Kimlik ve Kültürel Süreklilik

A Dergâh for the Nation: Spiritual Identity and Cultural Continuity in Occupied Istanbul (1918–1923)

Adile Sedef Dönmez
Year 2025, Issue 1, Pages:21-49

DOI : -

This article examines how Dergâh Journal articulated a vision of spiritual nationalism, framing national identity as a continuity from the Ottoman Empire to the Turkish Republic, grounded in cultural inheritance, artistic expression shaped by Ottoman-Sufi traditions, and a deep historical consciousness. Published during the Allied occupation of Istanbul between 1921 and 1923, Dergâh positioned itself outside the dominant nationalist paradigms of its time: on one side, militant resistance; on the other, rigid positivist modernization. Instead, it sought an alternative path to reimagine Turkish nationalism. The journal’s contributors contended that the true foundation of a nation lies not only in political structures but in the ability to preserve and reinterpret its spiritual, cultural, and artistic heritage. Rejecting both passive Western imitation and reactionary nostalgia, Dergâh pursued a dynamic synthesis of past and present, asserting that literature, art, music, and language must evolve organically while remaining anchored in their cultural and spiritual roots. Drawing inspiration from Henri Bergson’s (d. 1941) concepts of intuition (intuition) and duration (durée), the journal envisioned national identity as a living, ever-evolving force. Through its engagement with themes such as linguistic fragmentation, artistic mimicry, and the erosion of historical temporality, Dergâh sought to reclaim national consciousness by reviving a cultural and spiritual sensibility deeply rooted in Ottoman-Sufi traditions, envisioning art and thought as living continuities rather than borrowed imitations. This study situates Dergâh within the broader debates on nationalism and modernization, highlighting its distinctive attempt to reconcile spiritual depth and artistic vitality with the challenges of shaping modern Turkish identity.

Bu makale, Dergâh Mecmuası’nın (1921-1923) milli kimliği kültürel süreklilik, köklerine bağlı sanatsal ifade ve tarih bilinci üzerinden kavrayan mânevî milliyetçilik anlayışını nasıl şekillendirdiğini ele almaktadır. İstanbul’un müttefik güçler tarafından işgal altında olduğu 1921-1923 yılları arasında yayımlanan Dergâh, dönemin hâkim anlatılarından—militan direnişe yaslanan bir milliyetçilik ya da katı bir pozitivist modernleşme anlayışı—farklı bir çizgide durarak Türk milliyetçiliğini yeniden düşünmenin yollarını aramaktadır. Dergiye katkıda bulunan dönemin en yetkin entelektüelleri bu bağlamda, bir milleti ayakta tutan bağlayıcı öğelerin yalnızca siyâsî kurumlar değil, aynı zamanda onun mânevî, kültürel ve sanatsal mirasını koruma ve yeniden yorumlama kabiliyeti olduğunu öne sürer. Batı karşısında edilgen bir taklitçiliği de, geçmişe sıkışıp kalan tepkisel bir nostaljiyi de eleştiren Dergâh, geçmiş ile bugünü dinamik bir senteze oturtarak edebiyatın, sanatın, müziğin ve dilin organik bir şekilde gelişmesi gerektiğini, fakat bunun kendi mânevî ve kültürel kökleriyle bağını koparmadan yapılmasının elzem olduğunu vurgular. Henri Bergson’un (ö. 1941) sezgi (intuition) ve süre (durée) kavramlarından esinlenen dergi yazarları, milli kimliği durağan bir miras olarak değil, yaşayan ve değişen bir varlık olarak ele alır. Dilin parçalanması, sanatın taklitçiliğe saplanması ve tarihsel zaman duygusunun kaybı gibi meseleleri tartışarak, estetik ve entelektüel incelik yoluyla milli bilinci yeniden inşa etmeye çalışır. Bu çalışma, Dergâh’ı milliyetçilik ekseninde süregelen daha geniş tartışmalar bağlamına yerleştirerek, mânevî derinliği modern Türk kimliği inşa sürecinin zorluklarıyla uzlaştırma çabasını incelemektedir.