Article

Makale

İbn Hafîf Hakkında Yeni Bir Farsça es-Sîre Tercümesi ve Mütercimi: Terceme-i Kitâbu’s-Sîreti’ş-Şeyh Ebî Abdillâh bin Hafîf eş-Şîrâzî ve Tâcüddîn Kürbâlî

A New Persian Translation of Ibn Khafīf’s al-Sīra and Its Translator: Tarjama al-Kitābu’s-Sīrat al-Shaykh Abī Abdillāh bin Khafīf al-Shīrāzī and Tājuddīn Kurbālī

Muhammet Coşkun
Year 2023, Issue 2, Pages:166-179

The greatest Sūfī of the city of Shīraz located in the Fars province of Iran is considered to be Abū ‘Abd
Allah Muḥammad ibn Khafīf bin Isfikshād al-Dabbī al-Dailamī al-Shīrāzī who died in 371/982. Although
he is accepted as one of the first ten Sūfīs to be followed in his era, unfortunately he is not known enough today.
However, after Junayd al-Baghdādī, he accomplished an important task of transmitting Sūfism, bringing
it together with Islamic sciences, determining its rules based on the Qur’ān and Sunnah, addressing
problems related to Sūfism internally and externally, basing all his activities on strong evidence and writing
them down. And therefore, he has a very successful personality. The first source that introduced him to us is
Abū al-Ḥasan ‘Ali al-Dailamī, one of his students. The original work in Arabic, which he named Sīratu Abū
‘Abd Allah ibn al-Khafīf al-Shīrāzī, which will be addressed shortly as al-Sīra in this study, unfortunately
still has not been seen the light of day, but a Persian translation of this work is available. The translation
made by Rukn al-Dīn ibn Junayd al-Shīrāzī was published by Annemarie Schimmel in 1955 based on the
Istanbul and Berlin copies of the manuscript. While I was hoping to find the original Arabic copy by means
of technology, I came across a different Persian translation. This translation contains some more complete
and additional information than the other translation and it includes answers of Ibn Khafīf himself to some
questions about his life, which is quite exiting. We hope that this text, translated by an unbeknown translator
named Tajuddīn Kurbālī, will provide more information about Ibn Khafīf and help to clarify his contributions
to Sūfism, especially in the systematization phase. In this article, particular emphasis will be placed
on the identity of Tajuddīn Kurbālī, and debate on the possibility of him being Shujā‘ Kurbālī, one of the
commentators of Gulshan-i Rāz.

İran’ın Fars eyaletindeki Şîraz şehrinin en büyük sûfîsi, Ebû Abdullâh Muhammed bin Hafîf bin İsfikşâd
ed-Dabbî ed-Deylemî eş-Şirâzî kabul edilmektedir. 371/982’de vefat eden İbn Hafîf, yaşadığı çağda yoluna
tâbi olunacak ilk on sûfîden biri olarak kabul edilmesine rağmen, günümüzde maalesef yeterince tanınmamaktadır.
Oysa Cüneyd-i Bağdâdî’den sonra tasavvufun taşınmasında kilit rol oynamış, tasavvufun ilimle
buluşturulması, Kur’ân ve Sünnet’le açıklanarak sınırlarının çizilmesi, içerde veya dışarıda tasavvufla ilgili
problemleri ele alması, bütün faaliyetlerini de güçlü ilmî temellere oturtmuş ve bunları yazıya dökmüş
olması bakımından oldukça başarılı bir kimliğe sahiptir. Bu kimliğiyle onu bize tanıtan ilk kaynak, kendi
müritlerinden Ebü’l-Hasan Ali ed-Deylemî’dir. Kitâbü’s-Sîreti’ş-Şeyh Ebi Abdillâh b. Hafîf adını verdiği
ve çalışmada kısaca es-Sîre olarak belirteceğimiz eserin Arapça orijinali maalesef hâlâ gün yüzüne çıkmamış
olup bu eserin Farsça bir tercümesi günümüze ulaşmış bulunmaktadır. Rüknüddîn b. Cüneyd eş-Şîrâzî
tarafından yapılan tercümenin İstanbul ve Berlin nüshalarından hareketle Annemarie Schimmel tarafından
1955’te neşri yapılmıştır. Bununla birlikte, teknolojinin getirdiği imkânlarla bir yerlerden Arapça aslının
bulunmasını ümitle gözlerken, eserin zikrettiğimiz neşirden farklı bir Farsça tercümesine rastladık. Bu
tercüme, diğer tercümeden daha tam ve fazladan bazı bilgiler de ihtiva etmektedir. İbn Hafîf’in hayatına
dair bazı sorulara cevaplar barındırıyor olması da, bizim için ayrı bir heyecan sebebi olmuştur. Tâcüddîn
Kürbâlî isimli, tanınmayan bir mütercim tarafından yapılan bu tercümenin, İbn Hafîf üzerindeki perdeyi daha fazla aralamasını ve onun, tasavvufun özellikle sistemleşme evresindeki katkılarının daha net ortaya
çıkmasına yardımcı olmasını umuyoruz. Bu makalede özellikle Tâcüddîn Kürbâlî’nin kimliği üzerinde
durulacak olup, onun Gülşen-i Râz şârihlerinden Şüca‘ Kürbâlî olma ihtimâli incelenecektir.