Article

Makale

Niyâzî-i Mısrî Dîvânı’nda “Anlar Bizi” Redifli Gazelin İdrâk Yönünden İncelenmesi

An Analysis of the Ghazal with the Rhyme “Understand Us” in Niyāzī Misrī’s Dīwān in Terms of Comprehension

Hülya Taştekin
Year 2022, Issue 2, Pages:122-144

Notions such as understanding, knowledge and consciousness have a large effect in our lives. Throughout history, there have been people who were persecuted, isolated, or even killed for defending their own truth. In addition, many people who served in the field of Sufism and took it on as their duty to guide people through conversations and written works, mostly complained about not being understood properly. Niyâzî-i Mısrî (d. 1105/1694), a passionate and enthusiastic Sufi, who was one of the leading figures in the seventeenth century and whose influence has survived through the centuries, also complains about not being understood in many of his works.

Anlamak, idrâk etmek, kavramak gibi kelimeler hayatımızda oldukça geniş yer tutmaktadır. Tarih boyunca kendi doğrularını savundukları için eziyet görmüş, reddedilmiş hatta öldürülmüş insanlar olmuştur. Bunun yanı sıra, tasavvuf alanında hizmet etmiş, sohbetler ve yazılı eserlerle insanları irşâd etmeyi vazife edinmiş nice kimseler, anlaşılamamaktan mustarip olduklarını eserlerinde dile getirmişlerdir. On yedinci yüzyıla damgasını vurmuş, etkisi asırları aşarak günümüze ulaşmış, coşkulu, aşk ehli bir sûfî olan Niyâzî-i Mısrî (ö. 1105/1694) de pek çok eserinde anlaşılamamaktan bahseder. Bunların arasında en çok dikkatimizi çeken eser “anlar bizi” redifli gazelidir. Çalışmamızda bu gazeli idrâk yönünden ele almak istedik. Ekberî ekolden gelen müellifin, anlayan ve anlamayan kimseler hakkında verdiği bilgileri irdeleyerek, bu durumun idrâk mertebesi farklılıklarından kaynaklandığını ortaya koymaya çalıştık. Soyut bir deneyim olan kalbî bilginin, somut kelimelere nasıl indirgenebileceğini ve bunun manayı hem açıp hem de nasıl örttüğünü açıklamaya gayret ettik. Sonuçta günlük hayat için gerekli olan rasyonel aklın, soyut kavramları idrâk etmeye muktedir olmadığını, bunun için terbiye görerek tekâmül etmiş, entelektüel seviyeye çıkmış bir kalbin gerektiğini gördük. Aklın tekâmülü denebilecek bu yolculuk, bir tür şerh sayılabilecek çalışmamız ile Niyâzî-i Mısrî’nin bakış açısından ortaya konulmaya çalışılmıştır.